top of page
Yazarın fotoğrafıHukukta Kariyer

Cezalandırma ve Topluma Kazandırma

Öykü Ünlü

İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. Sınıf

Suç kavramı ve bunun bir sonucu olarak suçluyu cezalandırma uygulaması yazılı tarihin ilk aşamalarından bugüne kadar süregelmiştir. Cezalandırma toplumu suçtan korumak, suçluyu gelecek suçlardan caydırmak, suçun karşılığını bulması, adaletin sağlanması gibi çeşitli amaçlara yöneliktir. Suç kabul edilen fiiller ve cezalandırma yöntemleri toplumdan topluma ve dönemden döneme değişiklik gösterir. Örneğin, Sümerlilerde zina “suya atılma” ile cezalandırılırken Türk Ceza Kanunu’na göre suç değildir ve herhangi bir yaptırımı yoktur (Florioti). İnsan haklarının korunmasının ulusal ve uluslararası alanlarda gündeme gelmesi de verilen birtakım cezaların hafifletilmesi veya tümüyle ortadan kalkması sonucunu doğurmuştur. Benzer şekilde ölüm cezası da birçok hukuk sisteminde bir ceza yöntemi olmaktan çıkarılmıştır. Bu vesileyle cezanın bir başka amacı daha belirgin hâle gelmiştir: faili topluma geri kazandırmak.

Cezanın amacına ilişkin özel önleme teorisi, failin topluma geri kazandırılmasını amaçlar ve “bireyin ve toplumun korunmasını üstlendiği gibi, faile de yardımcı olmayı hedefler, onu dışlamaz ve damgalamaz” (Centel). Bu teori failin toplumla uyum içerisinde yaşayacak duruma gelene kadar cezasını çekmesini gerektirir. Ancak kâğıt üzerinde toplumun bütünlüğünü ve işleyişini destekleyici bir uygulama potansiyeline sahip olsa da ne kadar etkin olduğu tartışmalıdır. Failin iyileşmesinin ve topluma kazandırılmasının yolu “sadece tecrit işlevi gören bir hürriyeti bağlayıcı ceza yerine sağaltımın esas alındığı bir yöntemin benimsenmesidir” (Işıktaç). Yani yalnızca özgürlüğün kısıtlanması failin iyileşmesi, suçun tekerrüründen korunması ve toplumun bir parçası hâline gelmesi için yeterli olmayacaktır. Neticede kısıtlı bir süre özgürlüğünden mahrum edilmenin kişiyi suç işlemeye iten koşullardan tümüyle kurtaracağını beklemek mantığa uygun değildir. Üstelik, cezaevlerinde kalan mahkumların bir kısmı da Donald Clemmer’ın deyimiyle “cezaevileşmişlerdir” yani cezaevinde gözlemledikleri kültüre alışmışlardır (Kamer). Bu “cezaevileşme”nin bir sonucu olarak da mahkumiyetlerinin sonunda topluma uyum sağlamakta zorluk çekmeleri muhtemeldir. Suçun daha etkili bir şekilde önlenebilmesi için suçun oluşmasına sebebiyet veren unsurların araştırılması ve mümkün olduğu ölçüde giderilmesi gerekir. Bu noktada cezaevlerinin işleyişi ve rehabilitasyona yardımcı faktörler devreye girmektedir.

Ceza infazında rehabilitasyonu vurgulayan belki de en bilindik örnek İskandinav ülkelerinin benimsediği sistemdir. Cezaevlerinin ve hükümlülerin kaldıkları odaların mimari tasarımı, rehabilitasyon programları ve cezaevi çalışanlarının olumlu tutumları hükümlülerin toplumdan soyutlanmasını engeller. Odaların birer hücreden ziyade konforlu bir yaşam alanına benzemesi de iyileşme sürecine katkıda bulunur. Güvenlik görevlileri korku uyandıracak değil, hükümlülerin örnek alacağı şekilde davranırlar. Cezaevleri, güvenlik önlemlerinden taviz vermeden “mahpusların kendilerinin ‘hapsedildiği hissini’ en aza [indirmeyi]” amaçlar (Özel). Böylece hükümlülerin rehabilitasyon sürecinde daha rahat ve istekli olması sağlanır.

Bir başka uygulama, Türkiye ve dünyadaki birçok ülkenin ceza infaz sistemlerinde de bulunan işyurtlarıdır. İşyurtlarının amacı, “meslek sahibi olan hükümlü ve tutukluların sahip oldukları meslek ve sanatı koruyup geliştirmek, meslek sahibi olmayan hükümlü ve tutukluların meslek ve sanat öğrenmelerini sağlamak”tır (Kamer). Birçok farklı ilgi alanına yönelik eğitim ve çalışma olanağı veren işyurtları, hükümlüleri tekrardan toplumun aktif bir parçası hâline getirmekte büyük rol oynamaktadır. Mesleki eğitimlerini tamamlayan bireyler, ceza infaz kurumlarından ayrıldıktan sonra daha iyi bir hayat kurmak için ihtiyaç duydukları donanıma sahip olurlar ve böylece toplum düzenine uyum sağlamakta daha az güçlük çekerler.

Daha az yaygın olan bir başka rehabilitasyon yöntemi ise hayvan destekli uygulamalardır. Geçmişte akıl hastaları, yaşlılar ve engellilere yönelik olan hayvan destekli terapi, bazı çalışmalarda mahkumlarla da denenmiştir. Mahkumların köpekler, çiftlik hayvanları veya atlar ile etkileşime geçtiği çeşitli uygulamalarda “mahkumların stres ve anksiyete düzeylerinde azalma olduğu” gözlemlenmiştir (Topbaş). Aynı zamanda bazı mahkumlar köpeklerin varlığının kendilerindeki hapsedilme hissini azalttığını belirtmiştir çünkü köpekler ceza infaz kurumunun dışında kalan dünya ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, “hayvan destekli [terapiler] ceza infaz kurumlarında mahkumların psikososyal sağlığını korumak ve psikiyatrik sorunları tedavi etmeye destek olmak, cezaevi koşullarının iyileşmesine yardımcı olmak, mahkumlara yeni beceriler kazandırmak ve mahkumlarda görülebilen uyumsuz davranışları azaltmak konularında” da olumlu etkiye sahip olmuştur (Topbaş). Neredeyse her kültürde insanlar ve hayvanlar arasındaki bağ göz önünde bulundurulduğunda, bu uygulamanın yaygınlaştırılmasının da mahkumlarda iyileştirici etkisi olacağı söylenebilir.

Neticede cezalar her ne kadar bir hükümlüyü suçtan caydırma, adaletin yerine getirilmesi ve suçun önlenmesi gibi amaçlar taşısa da birçok ülkede bu cezaların yıkıcı değil yapıcı olması için çalışmalar yürütülmektedir. Bu yazıda yer verilen örnekler bu çalışmaların yalnızca bir kısmıdır. Cezalandırmanın amacı hiçbir zaman bir suçluyu toplumdan soyutlamak veya tamamen koparmak olmamalıdır, aksine bu kişiler alanında uzman sosyologlar ve psikologların desteğiyle onları suç işlemeye iten durumlardan uzaklaştırılmalı ve iyileştirilmelilerdir. Bu yüzden ceza infazı mümkün olduğu ölçüde topluma kazandırmayı hedefiyle gerçekleştirilmelidir.


Kaynakça

Centel, Nur. “Cezanın Amacı Ve Belirlenmesi.” Dokuz Eylül Üniversitesi, hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2020/01/Centel-3.pdf. Accessed Sept. 2024.

Florioti, H. Hande Duymuş, and Gözde Demirci. “Çivi Yazılı Kanun Metinlerinde İlginç Bir Suç Tespit ve Cezalandırma Yöntemi: Suya Atılma.” Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, vol. 32, no. 54, 2013, pp. 25–40, https://doi.org/10.1501/tarar_0000000550.

Işıktaç, Yasemin. “Ceza Adaleti Açısından Hapis Cezası ve Rehabilitasyon İlişkisi.” İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, vol. 71, no. 1, 2013, pp. 625–638.

Kamer, Vehbi Kadri. “Cezaevi Sosyolojisi Açısından İşyurtları Faaliyetleri.” Maltepe Hukuk Fakültesi Dergisi, vol. 2020, no. 1, 2021, pp. 87–104.

Özel, İpek. Cezaevi Çalışmaları ve İskandinav Ceza İnfaz Sistemi. On İki Levha Yayıncılık, 2021.

Topbaş, Zehra Su, and Nuray Şimşek. “Hayvan Destekli Uygulamaların Tutuklu Bireyler Üzerine Etkisi: Sistematik Bir Gözden Geçirme.” Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, vol. 14, no. 1, 31 Mar. 2022, pp. 12–20, https://doi.org/10.18863/pgy.882048.

25 görüntüleme0 yorum

Kommentare


Yazı: Blog2 Post
bottom of page